Hawaii'e giderken, bu kayık motorunun yarı yolda bozulmayacağını umalım.
- Let's hope this boat engine doesn't give up the ghost when we're halfway to Hawaii.
Yarı yolda pes etmeyin.
- Don't give up halfway.
Bir hırsızın yöntemini sadece bir hırsız bilir.
- Only a thief knows the ways of a thief.
Bunu yapmamız gereken yöntemin bu olmadığını biliyorsun.
- You know this isn't the way we should be doing this.
Yarı yolda pes etmeyin.
- Don't give up halfway.
Hawaii'e giderken, bu kayık motorunun yarı yolda bozulmayacağını umalım.
- Let's hope this boat engine doesn't give up the ghost when we're halfway to Hawaii.
Onlar birbirleriyle yarım yamalak buluşurlar.
- They met each other halfway.
Hiçbir şeyi yarım yamalak yapma.
- Don't do anything halfway.
Onu yapma şeklimizde sorun ne?
- What's wrong with the way we did it?
Tom bunu yapma şeklini seviyor.
- Tom likes the way you do that.
Obama's choice, according to McChrystal, a former special forces commander, boils down to this: Escalate or evacuate, get on or get out; there is no middle way that does not invite calamity on a grand scale.