Tom raya yaslanıyordu.
- Tom was leaning against the rail.
Ray, metal ya da tahtadan yapılmış ince ve uzun bir şeydir. Örneğin, trenler ray üzerinde gider, bu yüzden ona demir yolu treni diyoruz.
- A rail is a piece of metal or wood which is long and thin. For example, a train runs on rails, which is why we call it a railway train.
Bir demiryolu ağı tüm Japonya'yı sarar.
- A network of railroads spreads all over Japan.
O, demiryolunu kavramaya çalıştı.
- He tried to grasp the rail.
Sonra korkuluk yol verdi.
- Then the railing gave way.
Tom korkulukta kendini desteklemek zorunda kaldı.
- Tom had to support himself on the railing.