the intervening time; as, in the meantime (or mean time)

listen to the pronunciation of the intervening time; as, in the meantime (or mean time)
الإنجليزية - التركية

تعريف the intervening time; as, in the meantime (or mean time) في الإنجليزية التركية القاموس.

meanwhile
bu arada

Bu arada, bir noktaya daha dikkatinizi çekmek istiyorum. - Meanwhile, I want to draw your attention to a point.

Bu arada, zaman tükeniyor. - Meanwhile, time is running out.

meanwhile
bu sırada
meanwhile
aynı anda
meanwhile
iken
meanwhile
ara

Bu arada, Biz garip şeyler yapan uzaylıları tanımlıyoruz. - Meanwhile, we depict aliens doing really weird stuff.

Bu arada, bir noktaya daha dikkatinizi çekmek istiyorum. - Meanwhile, I want to draw your attention to a point.

meantime
bu arada

Ben bir saat önce kalktım ve bu arada dişlerimi fırçaladım ve tıraş oldum ve sabah cimnastiğimi yaptım. - I got up an hour ago and in the meantime I've brushed my teeth, washed and shaved myself and done my morning gymnastics.

Bu arada ne yapabilirim? - What can I do in the meantime?

meantime
zaman
meantime
bu esnada
meantime
süre

Bu süre zarfında eğer üşüyorsan sadece bir kazak giy. - In the meantime you can just put on a sweater if you're cold.

meantime
iken
meanwhile
z. bu arada
الإنجليزية - الإنجليزية
meanwhile
meantime
the intervening time; as, in the meantime (or mean time)
المفضلات