the horizontal wooden member supporting wall studs

listen to the pronunciation of the horizontal wooden member supporting wall studs
الإنجليزية - التركية

تعريف the horizontal wooden member supporting wall studs في الإنجليزية التركية القاموس.

sole
taban

Benim ayakkabıların tabanları yıprandı. - The soles of my shoes are worn.

Ayağımın tabanında bir nasır var. - I have a callus on the sole of my foot.

sole
sole leather taban köselesi
sole
{s} yalnız

Biri yalnızca hava ve sevgiyle yaşayamaz. - One cannot live solely on air and love.

Onların yalnızca yağmura bağımlı olmaksızın toprağı sulayabilmeye ihtiyaçları var. - They need to be able to irrigate without relying solely on rain.

sole
pençelemek (ayakkabıyı)
sole
ancak

Bir aslan kesinlikle tek sırtlandan çok daha güçlüdür ancak orada aslanların üç katı kadar fazla sırtlan vardı. - A lion is certainly much stronger than a sole hyena but there were three times as many hyenas there as lions.

sole
pençe
sole
{f} pençe vur
sole
dilbalığı
sole
pençe yapmak
sole
sadece

Ekoloji açısından, Antarktika turizm için ya da ticari keşif için değil, sadece araştırma için korunmalıdır. - From the standpoint of ecology, Antarctica should be reserved solely for research, not for tourism or for commercial exploration.

sole
{s} bekâr
sole
özgün
sole
{i} kaide
sole
(sıfat) biricik, tek, yeğâne, özel, bekâr, yalnız
sole
(isim) taban, kaide, dil balığı
sole
(fiil) pençe vurmak, taban koymak
sole
{f} pençe vurmak
sole
{i} (ayakkabıya ait) taban; pençe
الإنجليزية - الإنجليزية
sole
the horizontal wooden member supporting wall studs

    الواصلة

    the ho·ri·zon·tal Wood·en Mem·ber sup·port·ing wall studs

    التركية النطق

    dhi hôrızäntıl wûdın membır sıpôrtîng wôl stʌdz

    النطق

    /ᴛʜē ˌhôrəˈzäntəl ˈwo͝odən ˈmembər səˈpôrtəɴɢ ˈwôl ˈstədz/ /ðiː ˌhɔːrəˈzɑːntəl ˈwʊdən ˈmɛmbɜr səˈpɔːrtɪŋ ˈwɔːl ˈstʌdz/
المفضلات