Gemi ufkun ötesinde kayboldu.
- The ship disappeared beyond the horizon.
Hasta yardım almanın ötesindeydi, onun için doktorlar daha fazlasını yapamadı.
- The patient was quite beyond help, so that the doctors could do no more.
Mutlu olmak her şeyin mükemmel olduğu anlamına gelmez fakat aksine eksikliklerin ötesine bakmaya karar vermenizdir.
- Being happy doesn't mean that everything is perfect, but rather that you've decided to look beyond the imperfections.
Tom onun ötesine gitti.
- Tom went beyond that.
Takımım hiç çeyrek finalden öteye gidemedi.
- My team has never advanced beyond the quarter-finals.
İnsan bünyesi, Dünya dışındaki ortamlara uyum sağlayabilecek kadar esnek mi?
- Is the human condition flexible enough to adapt to environments beyond Earth?
Hayatın gizemi insan anlayışının dışındadır.
- The mystery of life is beyond human understanding.
Tom kazandığından çok para harcıyor.
- Tom lives beyond his means.
Onlar kazandıklarından çok para harcıyorlar.
- They live beyond their means.
'Tis Heaven itself that points out an hereafter.