Yarım bardak bira içerek yemeğine başladı.
- He began his meal by drinking half a glass of ale.
Bir bardak tekila istiyorum.
- I'd like a glass of tequila.
Tom Mary'ye bir kadeh uzattı.
- Tom handed Mary a glass.
Tom Mary'ye bir kadeh şarap sundu.
- Tom offered Mary a glass of wine.
O, camı kasıtlı olarak kırdı.
- He deliberately broke the glass.
Tom bir cam parçası ile parmağını kesti.
- Tom cut his finger on a piece of glass.
Aynanın altında iki gözlük vardı.
- There were two glasses under the mirror.
Bir ayna metaldan ya da camdan yapılabilir.
- A mirror can be made out of metal or glass.
Sırça köşkte oturanlar başkalarına taş atmamalılar.
- Those who live in glass houses should not throw stones.
Bir plastik bardak, gerçek camdan yapılmış olandan daha iyidir.
- A plastic cup is better than one made of real glass.
Bir plastik bardak gerçek camdan yapılmış olanından daha iyidir.
- A plastic glass is better than one made of real glass.
Bir ayna metaldan ya da camdan yapılabilir.
- A mirror can be made out of metal or glass.
Okulda dört çöp kutusu vardır: kağıt için bir, plastik için bir ve cam ve metal için iki tane daha.
- There are four trash cans in the school: one for paper, one for plastic, and two more for glass and metal.
Tom büyüteçle kayayı inceliyor.
- Tom examines the rock with a magnifying glass.
Tom bir büyüteçle fotoğrafı inceledi.
- Tom examined the photo with a magnifying glass.
Tom gözlüklerini arıyor.
- Tom is looking for his glasses.
Tom gözlüklerini taktı.
- Tom put on his glasses.
A popular myth is that window glass actually is an extremely viscous liquid.
We collected art glass.
The tabletop is made of glass.
Fill my glass with milk please.
She adjusted her lipstick in the glass.
We looked through the glass to see stars.
He fired the outlet pass off the glass.
... Having Glass for navigation is unbelievable. ...
... For me that's enough reason to have Glass just there. ...