Futbol eski bir oyundur.
- Soccer is an old game.
Futbol eski bir oyundur.
- Football is an old game.
O ormanda birçok büyük av hayvanı var.
- There's a lot of big game in that forest.
Babam beni sık sık beyzbol maçlarına götürür.
- My father often takes me to baseball games.
Takımınızın maçı kazandığına memnun oldum.
- I'm glad that your team won the game.
Alçakgönüllülük olmadan, yiğitlik tehlikeli bir oyundur.
- Without humility, courage is a dangerous game.
Oyunculardan biri oyun sırasında sakatlandı.
- One of the players was hurt during the game.
Bu oyun seni kötü gelincik sürülerine karşı savaştırır.
- This game has you battle against hordes of evil stoats.
Bir sonraki oyunu kazanmaya istekliler.
- They are eager to win the next game.
Bir sonraki oyun için kendini hazırlasan iyi olur.
- You had better prepare yourself for the next game.
O, bu yıl Olimpiyat Oyunları için hazırlanıyor.
- He is preparing for the Olympic Games this year.
Partide pek çok oyun oynadık.
- We played a lot of games at the party.
Tom oyun planını anlıyor.
- Tom understands the game plan.
Tom bir oyun planıyla geldi.
- Tom came in with a game plan.
Yağmur yağsa bile karşılaşma yapılır.
- The game will be held even if it rains.
You just lost The Game.
I'm game, would you like to tell me how ? - From the computer game Adventure.
The forest has plenty of game.
Shall we play a game?.
He didn't get anywhere with her because he had no game.''.
... but you know it's just a game so ...
... before a game in the change room which, in the end, most ...