Bir parmağını bile kaldırmazdı.
- He wouldn't even lift a finger.
Bu masa Patty'nin kaldırması için çok ağırdı.
- This desk was too heavy for Patty to lift.
Çok fazla ağırlık kaldırırken kolunu incitti.
- He hurt his arm lifting so much weight.
Bir parmağını bile kaldırmazdı.
- He wouldn't even lift a finger.
Yoshio kutuyu kaldırmama yardım etti.
- Yoshio helped me lift the box up.
Paketi kaldırmama yardım et.
- Help me lift the package.