Ben zilin çaldığını duydum.
- I heard the bell ring.
Zil öğle saatinde çalar.
- The bell rings at noon.
Turnalar yuvalarını kilisenin çan kulelerine yapmaya eğilimliler.
- The cranes tend to make their nests in the bell towers of churches.
Yangın durumunda, çanı çal.
- In case of fire, ring the bell.