Onun birden istifade etmiş olması, bizim için büyük sürpriz.
- To our great surprise, he suddenly resigned.
Ne güzel bir sürpriz!
- What a lovely surprise!
Tom şaşkınlıktan yakalandı.
- Tom was caught by surprise.
Mary şaşkınlıkla ona baktı.
- Mary stared back at him in surprise.
Ordumuz kırallığa baskın yaptı.
- Our army took the kingdom by surprise.
Ne beklenmedik bir sürpriz!
- What an unexpected surprise!
Sizden bir hediye almak beklenmedik bir sürprizdi.
- Receiving a gift from you was an unexpected surprise.
Ona sürpriz yapmak istedim.
- I wanted to surprise her.
Tom'a sürpriz yapmak istedim.
- I wanted to surprise Tom.
Imagine my surprise on learning I owed twice as much as I thought I did.