the faculty or sense of perception by physical contact

listen to the pronunciation of the faculty or sense of perception by physical contact
الإنجليزية - التركية

تعريف the faculty or sense of perception by physical contact في الإنجليزية التركية القاموس.

touch
{f} dokunmak

Ben bir çocukken, böceklere dokunmak beni bir parça rahatsız etmezdi. Şimdi neredeyse onların resimlerine bakmaya katlanamıyorum. - When I was a kid, touching bugs didn't bother me a bit. Now I can hardly stand looking at pictures of them.

Tom Mary'ye dokunmak için uzandı. - Tom reached out to touch Mary.

touch
tesir etmek
touch
aldatmak
touch
{i} az bir derece/miktar: He has a touch of fever. Azıcık ateşi var. There's a touch a sore spot/point hassas bir konuya/noktaya dokunmak
touch
{f} incitmek
touch
{f} yetmek
touch
{f} teğet geçmek
touch
{i} dokunuş

Benim soğuk bir dokunuşum var. Bu çok kötü. - I've a touch of a cold. That's too bad.

touch
elleme
touch
az bir derece/miktar
touch
kıyaslanmak
touch
elini sürmek
touch
eline su dökmek
touch
taç
touch
kullanmak
touch
bahsetmek
touch
(Tıp) Tuşe
touch
sözünü etmek
touch
çalmak
touch
{i} temas

Ben seninle temas kuracağım. - I will get in touch with you.

O, ırkçı gruplarla temas halinde olduğunu mahkemede itiraf etti. - He confessed in court that he was in touch with racist groups.

الإنجليزية - الإنجليزية
touch

With the lights out, she had to rely on touch to find her desk.

the faculty or sense of perception by physical contact

    الواصلة

    the fac·ul·ty or sense of per·cep·tion by phys·i·cal con·tact

    التركية النطق

    dhi fäkılti ır sens ıv pırsepşın bay fîzîkıl käntäkt

    النطق

    /ᴛʜē ˈfakəltē ər ˈsens əv pərˈsepsʜən ˈbī ˈfəzəkəl ˈkänˌtakt/ /ðiː ˈfækəltiː ɜr ˈsɛns əv pɜrˈsɛpʃən ˈbaɪ ˈfɪzɪkəl ˈkɑːnˌtækt/
المفضلات