Select Keyboard: Türkçe ▾ X
| ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
|
Gündüz vakti okumayı severim.
- I like reading by daylight.
Doğal gün ışığı olan büyük bir banyo bu daireye aittir.
- A large bathroom with natural daylight belongs to this apartment.
Gün ışığından yararlanma saatinin geçen hafta sona erdiğini unuttum.
- I forgot that the daylight saving time ended last week.
Annem gözlerinde yaşlarla bana baktı.
- My mother looked at me with tears in her eyes.
Annem gözlerinde yaşlarla bana baktı.
- Mother looked at me with tears in her eyes.
Bu şarkı o kadar acıklı ki gözlerimi yaşarttı.
- This song is so moving that it brings tears to my eyes.
Gözlerimi tekrar açar açmaz, Amina bira bardağının tabanından bana bakıyordu.
- Once I opened my eyes again, Amina was staring at me through the bottom of her beer glass.
... little fire in their eyes. ...
... your eyes just as a basic thing. ...