Select Keyboard: Türkçe ▾ X
| ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
|
Gündüz vakti okumayı severim.
- I like reading by daylight.
Çok büyük pencereler bol doğal gün ışığı sağlar.
- Very large windows assure abundant natural daylight.
Tom gün ışığından önce eve geldi.
- Tom got home just before daylight.
Annem gözlerinde yaşlarla bana baktı.
- My mother looked at me with tears in her eyes.
Bu şarkı o kadar acıklı ki gözlerimi yaşarttı.
- This song is so moving that it brings tears to my eyes.
Sakin olmak için gözlerimi kapattım.
- I closed my eyes to calm down.
Onu kendi gözlerimle gördüm.
- I saw it with my own eyes.
... seems a lot more than 3,000 euros of 22 your eyes ...
... All right, go ahead and open your eyes again. ...