Gündüz vakti okumayı severim.
- I like reading by daylight.
Birkaç saniye önce ben açık havada ve parlak gün ışığındaydım ve şimdi gözlerim bu karanlıkta bana hizmet etmeyi reddediyor.
- A few seconds ago I was in the open air and the bright daylight, and now my eyes refuse to serve me in this darkness.
Tom gün ışığından önce eve geldi.
- Tom got home just before daylight.
Annem gözlerinde yaşlarla bana baktı.
- Mother looked at me with tears in her eyes.
O Pablo ile evleneceğini açıkça ilan ettiğinde, neredeyse büyük annesine kalp krizi geçirtecekti , halasının gözlerini yuvasından fırlattıracaktı fakat küçük kız kardeşi gururla baktı.
- When he openly declared he would marry Pablo, he almost gave his grandmother a heart attack and made his aunt's eyes burst out of their sockets; however, his little sister beamed with pride.
Sakin olmak için gözlerimi kapattım.
- I closed my eyes to calm down.
Bu şarkı o kadar acıklı ki gözlerimi yaşarttı.
- This song is so moving that it brings tears to my eyes.
... search and how it's changing right before our eyes. ...
... eyes and be seated in order to do this. ...