Tom emlakının bir parçasını Mary'ye bıraktı.
- Tom left part of his estate to Mary.
Teyzem büyük bir emlakı miras olarak aldı.
- My aunt inherited the huge estate.
Mal varlığınının bir kısmını oğlu Robert'a bıraktı.
- He settled part of his estate on his son Robert.
O, malikhanesinde yaşar.
- He lives on his country estate.
Teyzem büyük bir emlakı miras olarak aldı.
- My aunt inherited the huge estate.
Tom'un vasiyetine göre, Mary onun tüm gayrimenkulünü miras olarak alacak.
- According to Tom's will, Mary will inherit his entire estate.
Tom bir yaban hayatı sığınma evi yaratmak için mülkünü bağışladı.
- Tom donated his estate to create a wildlife sanctuary.
Leyla, Teksas'ta büyük bir mülke sahipti.
- Layla owned a huge estate in Texas.
Mal varlığınının bir kısmını oğlu Robert'a bıraktı.
- He left part of his estate to his son Robert.
Mal varlığınının bir kısmını oğlu Robert'a bıraktı.
- He settled part of his estate on his son Robert.
Tom amcasının arazisini miras olarak aldı.
- Tom inherited his uncle's estate.
I am afraid that some of the nobles who are campaigning for it simply want to use the Estates to cut down the King's power and increase their own.
... an estate my RA ...
... if we invest in the cities, if the real estate companies realize the opportunities, the incredible ...