Jane durgun bir hafta sonu geçirdi.
- Jane spent a very flat weekend.
Tom, Mary ile bir hafta sonu daha geçirmek zorunda kalmaktan ödü patladı.
- Tom dreaded having to spend another weekend with Mary.
Geçen haftasonu Boston'da çok eğlendim.
- I had a lot of fun in Boston last weekend.
Tom haftasonunda bir partiye ev sahipliği yaptı.
- Tom hosted a party on the weekend.
Bu hafta sonu bir araba almak zorundayım.
- I have to buy a car this weekend.
Tom, Mary ile bir hafta sonu daha geçirmek zorunda kalmaktan ödü patladı.
- Tom dreaded having to spend another weekend with Mary.