Bulaşıkları yıkıyorum.
- I am doing the dishes.
Bulaşıkları yıkıyorum.
- I'm washing the dishes.
Bulaşıkları yıkıyorum.
- I'm washing the dishes.
Sana bulaşıkları yıkamanda yardım edeyim.
- Let me help you with the dishes.
Bardaklar ve tabaklar kırıldı.
- Glasses and dishes were broken.
Tom genellikle kirli tabakları bir hafta kadar biriktirir, sonra onları yıkar.
- Tom usually lets dirty dishes pile up for a week, then he washes them.
Biftek ve havyar benim favori yemeklerim.
- Steak and caviar are my favorite dishes.
Aşçı her gün farklı yemekler hazırlar.
- The cook prepares different dishes every day.
Bu kapları çekmeceye koyun lütfen.
- Put these dishes inside the drawer, please.
Mary en iyi yemek takımlarını o dolapta tutar.
- Mary keeps her best dishes in that cabinet.
O mağazadan bir kamera, bir saat ve bazı yemek takımları satın aldık.
- We bought a camera, a clock and some dishes in that store.
After dinner they had to do the dishes.