Şu zavallı kadın engelli.
- That poor lady is disabled.
Engelli insanlara yardım etmekten gerçekten hoşlanırım.
- I really enjoy helping disabled people.
Tom kısmen özürlüdür.
- Tom is partly disabled.
Özürlü insanlar için evi tamir ettim.
- I fixed the house for the disabled man.
Tom, Mary'nin video gözetim sistemini devre dışı bıraktı.
- Tom disabled Mary's video surveillance system.
Hırsızlar müzenin içindeki Kapalı Devre kameralarını devre dışı bıraktı.
- The thieves disabled the CCTV cameras inside the museum.
... natural self-healing capacities are disabled. ...
... mechanisms are disabled. ...