Günde en az yedi saat uyumak zorundayız.
- We must sleep at least seven hours a day.
Roma bir gün içinde kurulmamıştır.
- Rome was not built in a day.
Zamana ayak uydurabileyim diye her gün gazete okurum.
- I read a newspaper every day so that I may keep up with the time.
O şarkıyı duyduğum her zaman,lise günlerimi düşünürüm.
- Every time I hear that song, I think of my high school days.
Gündüzler gittikçe daha çok ısınıyor.
- The days are getting warmer and warmer.
Tom ve Mary gece ve gündüz kadar farklı.
- Tom and Mary are as different as night and day.
Bu çağda elektriksiz bir hayat düşünülemez.
- In this day and age, life without electricity is unimaginable.
Geçen gün ondan bir çağrı aldım.
- The other day, I got a call from her.
Odalar, ayrılış gününde saat on bire kadar boş bırakılmalıydı.
- Rooms should be left vacant by eleven a.m. on the day of departure.
Düğün gününde öğretmenimizin evine vardık.
- On the day of the wedding, we arrived at our teacher's house.
Tom'u kreşte indirdim.
- I dropped Tom off at daycare.
Gidip çocuğumu kreşten alacağım.
- I will go and pick up my child from daycare.
It was a year ago to the day that I first met him.
... >>Lady Gaga: I say that to myself every day, every single ...
... And no offense Invisalign, but it feels the next day like a ...