Onun duvardaki gölgesi üzgün görünüyordu.
- His shadow on the wall looked sad.
O, hastalığından sonra, eski halinin sadece bir gölgesidir.
- After her sickness, she's only a shadow of her former self.
Kim gölgelerde pusuda bekliyor?
- Who is lurking in the shadows?
Tom gölgelerin içinde kayboldu.
- Tom disappeared into the shadows.
Hayaletlerin gölgeleri var mı?
- Do ghosts have shadows?