O, yerel topluluklarında bir sorundu.
- It was a problem in their local community.
O bir topluluk aktivisti.
- She is a community activist.
Halk için kendini kurban ediyor.
- She sacrifies herself for the community.
Onlar halka açık yüzme havuzuna gittiler.
- They went to the community pool.
Tom toplumunda bir eylemcidir.
- Tom is an activist in his community.
Global toplumun bir parçasıyız.
- We live in a global community.