Dan topluma kötülük yapıyor.
- Dan is doing a disservice to the community.
Toplumda ne yapacağımız hakkında oldukça gururluyuz.
- We're pretty proud of what we do in the community.
Halk için kendini kurban ediyor.
- She sacrifies herself for the community.
Halkevindeki sınıflar ücretsiz.
- Classes at the community center are free.
Sami cemaatte önemli bir kişiydi.
- Sami was a pillar in the community.
Leyla cemaatin bir direğiydi.
- Layla was a pillar of the community.
Bu uluslararası bir topluluk.
- This is an international community.
O, yerel topluluklarında bir sorundu.
- It was a problem in their local community.
Onlar halka açık yüzme havuzuna gittiler.
- They went to the community pool.
Halkevindeki sınıflar ücretsiz.
- Classes at the community center are free.
Global toplumun bir parçasıyız.
- We live in a global community.
Tom toplumunda bir eylemcidir.
- Tom is an activist in his community.
O onu milletin iyiliği için yaptı.
- She did it for the good of the community.
Ancak, sadece insan topluluğunun bir iletişim aracı olarak sözlü dili vardır.
- However, only the human community has verbal languages as a means of communication.
O kamu hizmeti cezasına çarptırıldı.
- He was sentenced to community service.
Okul kulüpleri yaklaşan okul yılı için yapmayı planladıkları kamu hizmeti projelerini açıkça ana hatlarıyla belirtmelidir.
- School clubs need to clearly outline the community service projects they plan to do for the upcoming school year.
... teachers and create 2 million more slots in our community colleges so that people can ...
... we're also joining with the international community in calling on Iran and the Iranian ...