Koltukları takas etmek ister misin?
- Would you like to trade seats?
İşleri takas etmek ister misiniz?
- Would you like to trade jobs?
Bütün meslekleri bilir ama hiçbirinin ustası değil.
- Jack of all trades, and master of none.
Bazı elektrikçiler üniversiteye gitme yerine çıraklık sistemi içinde mesleklerini öğrenirler.
- Some electricians learn their trade within an apprenticeship system instead of going to college.
Ben bu bebeği istemiyorum. Ben senin bebeğini istiyorum. Değiş tokuş etmek ister misin?
- I don't want this doll. I want your doll. Do you want to trade?
Avustralya'da ocak ayında esnaf hizmetini almak mümkün değildir. Onların hepsi tatildedirler.
- It is impossible to obtain the services of a tradesman in January in Australia. They are all on holiday.
Tom ticaretin bütün hilelerini bilir.
- Tom knows all the tricks of the trade.
Ülke, dış ticaret açığını telafi etmek için çok çabalıyor.
- The country is trying hard to make up for her trade deficit.
Tokyo borsasında, aşağı yukarı 450 şirketin hisse senetleri sayaç üzerinde işlem gördü.
- In the Tokyo stock market, stocks of about 450 companies are traded over the counter.
Elinden her iş gelir ama hiç birinde uzman değil.
- Jack of all trades, master of none.