Gezilerinde çok bagaj taşımaz.
- He doesn't carry much baggage on his trips.
Dün bavulumu bagaj odasına koydum ama şimdi kayıp gibi görünüyor.
- I put my suitcase in the baggage room yesterday, but now it seems to be missing.
Benim yalnızca bu valizim var.
- I only have this baggage.
Kyoko benim için valizimi taşıyacak kadar yeterince kibardı.
- Kyoko was kind enough to carry my baggage for me.