the circumstances of one's background, ancestry, or upbringing

listen to the pronunciation of the circumstances of one's background, ancestry, or upbringing
الإنجليزية - التركية

تعريف the circumstances of one's background, ancestry, or upbringing في الإنجليزية التركية القاموس.

birth
{i} doğum

Doğum günü hediyesi olarak sana kalem aldım. - I got you a pen as a birthday present.

Bugün Haziran'ın 18'i ve bugün Muiriel'in doğum günü! - Today is June 18th and it is Muiriel's birthday!

birth
neşet
birth
doğuş

Henry James doğuştan bir Amerikalıdır. - Henry James was an American by birth.

O, doğuştan bir Amerikalıdır. - She is an American by birth.

birth
dünyaya getirme
birth
başlangıç
birth
doğurma

Bu gerçek bir hikaye. Bir kadın, doğurmak için ünlü bir kadın-doğum kliniğine yatırıldı. - This is a true story. A woman was admitted to a reputed obstetrics clinic to give birth.

Mary en fazla iki çocuk doğurmayı istemektedir. - Mary intends not to give birth to more than two children.

birth
sop
birth
{i} soy
birth
{i} doğma
birth
birthri
birth
{i} kaynak

Sami'nin doğumu evlilik dışı bir ilişkiden kaynaklandı. - Sami's birth resulted from an extramarital affair.

birth
nesep
birth
{i} yavrulama
birth
{i} nesil
birth
birth control doğum kontrolü
birth
{i} köken
الإنجليزية - الإنجليزية
birth

He was of noble birth, but fortune had not favored him.

the circumstances of one's background, ancestry, or upbringing
المفضلات