Bir rüzgar esintisi Curdken'in şapkasını uçurdu, ve o onu tepe ve vadinin üzerinde kovalamak zorunda kaldı.
- A gust of wind blew Curdken's hat away, and he had to chase it over hill and dale.
Sami kovalamaktan vazgeçti.
- Sami gave up the chase.
O bir koyote tarafından takip ediliyor.
- She is being chased by a coyote.
Genç kız yaşlı adam tarafından takip edildi.
- The young girl was chased by the old man.
Harrison'nun adamları düşmanı kovalamaya devam etti.
- Harrison's men continued to chase the enemy.
Bu kedi fareleri kovalamaz.
- This cat doesn't chase mice.
... You have to chase your content producers to see when they're ...
... they'd all chase lorry drivers unfortunately approaching the lorry ...