Sami mobilyayı yüklemek için oradaydı.
- Sami was there to load the furniture.
Her şeyi kamyona yüklemek Tom'un bir saatini aldı.
- It took Tom an hour to load everything on the truck.
O, evden istasyona çok fazla yük taşımak zorunda kaldı.
- He had to carry many loads from the house to station.
Tom silahının yüklü olduğundan emin olmak için kontrol etti.
- Tom checked to make sure his gun was loaded.
O, bu silahı yüklü bulundurur.
- He keeps this gun loaded.
Bu kamera, film yüklü değil.
- This camera is not loaded with film.
Her şeyi kamyona yüklemek Tom'un bir saatini aldı.
- It took Tom an hour to load everything on the truck.
Tom kamyona yükleme yapmayı bitirdi.
- Tom finished loading the truck.
Tom arabaları araba vapuruna yükledi.
- Tom loaded the cars onto the ferryboat.
Adamlar bagajı kamyona yükledi.
- The men loaded the baggage into the truck.
Bu kutuya çok fala ağırlık yüklersen patlar.
- If you load too much weight in this box, it's going to blow up.