Bunu oniki yaşımdan beri yapmamıştım.
- I haven't done that since I was twelve.
Bir zamanlar oniki kızı olan bir kral vardı.
- There was once upon a time a king who had twelve daughters.
İki düzine kalem satın aldım.
- I bought two dozen pencils.
O, iki düzine yumurta satın aldı.
- She bought two dozen eggs.
Onların on iki çocuğu var.
- They have twelve children.
Eve ulaştığında saat zaten on ikiydi.
- It was already twelve when he reached home.
Okuyacak çok sayıda raporum var.
- I have a dozen reports to read.
Tom bana plastik bir torba içinde çok sayıda kurabiye verdi.
- Tom gave me a dozen cookies in a plastic bag.