the buyer and seller reach a mutually satisfactory agreement

listen to the pronunciation of the buyer and seller reach a mutually satisfactory agreement
الإنجليزية - التركية

تعريف the buyer and seller reach a mutually satisfactory agreement في الإنجليزية التركية القاموس.

negotiation
{i} müzakere

Biz bu müzakereyi bozmak istiyoruz. - We want to break off this negotiation.

Müzakereler birkaç gün sürdü. - Negotiations lasted many days.

negotiation
uzlaşma

Görüşmelerden sonra iki taraf, anlaşmazlık konusunda bir uzlaşmaya vardılar. - After much negotiation, the two sides in the dispute reached a compromise.

negotiation
(Askeri) pazarlık etme
negotiation
(Ticaret) iştira
negotiation
(Ticaret) senedin ıskonto edilmesi
negotiation
zor bir durumu atlatma
negotiation
devretme
negotiation
{i} aşma
negotiation
{i} (zor bir durumu) atlatma; (engeli) aşma
negotiation
bir meseleyi tedbirle halletme
negotiation
{i} ciro etme
negotiation
ciro edip satma
negotiation
{i} (çek/bono) ciro etme
negotiation
{i} paraya çevirme
negotiation
{i} (senet) kırdırma
negotiation
geçilme/görüşme
negotiation
(Askeri) Pazarlık etme, görüşme
negotiation
(Askeri) PAZARLIK: Bir sözleşmenin şartları üzerinde anlaşmaya varmak için 1947 tarihli Silahlı Kuvvetler Tedarik Kanununda belirtilen resimli ilan ve kapalı zarf usulünden gayri herhangi bir usul. Bu usul; hem satış hem satın alma sözleşmelerinde uygulanır
negotiation
(isim) görüşme, müzakere, anlaşmaya varma, paraya çevirme, ciro etme, aşma
الإنجليزية - الإنجليزية
negotiation
the buyer and seller reach a mutually satisfactory agreement

    الواصلة

    the buy·er and sell·er reach a mu·tu·al·ly sat·is·fac·to·ry A·gree·ment

    التركية النطق

    dhi bayır ınd selır riç ı myuçuıli sätısfäktri ıgrimınt

    النطق

    /ᴛʜē ˈbīər ənd ˈselər ˈrēʧ ə ˈmyo͞oʧo͞oəlē ˌsatəsˈfaktrē əˈgrēmənt/ /ðiː ˈbaɪɜr ənd ˈsɛlɜr ˈriːʧ ə ˈmjuːʧuːəliː ˌsætəsˈfæktriː əˈɡriːmənt/
المفضلات