Son olarak o Amerika'ya gitti.
- Lastly, she went to America.
Son 100 yılın bilim ve teknoloji ve topluluğun diğer alanlarındaki gelişmeler hayat kalitesine hem avantajlar hem de dezavantajlar getirdi.
- Advances in science and technology and other areas of society in the last 100 years have brought to the quality of life both advantages and disadvantages.
Tom son dört yılda iki kez alkollü araba sürmekten mahkûm edildi.
- Tom has been convicted of drunken driving twice in the last four years.
Geçen yıl Londra'ya gittik.
- We went to London last year.
O, geçen yıl o şirket için çalışmaya başladı.
- He began to work for that company last year.
Onu son olarak ne zaman gördün?
- When did you see her last?
Tom son olarak vardı.
- Tom was the last to arrive.
Tom'u en son ne zaman gördün?
- When did you last see Tom?
Eylemciler en son Brezilya'nın uzak, ormanlık bir köşesinde görüldüler.
- The activists were last seen in a remote, forested corner of Brazil.
Konuşma otuz dakika sürdü.
- The speech lasted thirty minutes.
Yağmur bir hafta sürdü.
- The rain lasted a week.
Dün gece babam huzurlu bir ölümle öldü.
- My father died a peaceful death last night.
Tom geçen yaz yakın bir ölüm deneyimi yaşadı.
- Tom had a near death experience last summer.
Onu son kez gördüğümden beri Shelly gerçekten büyümüş.
- Shelly's really filled out since the last time I saw her.
O, son kez yaptığından daha iyi yaptı.
- He has done better than last time.