the bottom of a body of water

listen to the pronunciation of the bottom of a body of water
الإنجليزية - التركية

تعريف the bottom of a body of water في الإنجليزية التركية القاموس.

ground
toprak

Çok fazla toprak kaybediyoruz. - We're losing too much ground.

Bilgisayarım doğru şekilde topraklanmış bir prize bağlı. - My computer is connected to a properly grounded outlet.

ground
{i} yer

Depremin ardından, insanlar şaşkınlıkla yerdeki derin çukura baktılar. - After the earthquake, people stared into the deep hole in the ground in surprise.

Bir depremde, yer yukarı ve aşağı ya da geriye ve ileriye sallanabilir. - In an earthquake, the ground can shake up and down, or back and forth.

ground
kalkışına olanak tanımamak
ground
{f} (uçak) (hava koşullarından dolayı) uçamamak; (uçağı) uçurtmamak
ground
(uçak) inmek
ground
(Elektrik, Elektronik) topraklamak (cihazı)
ground
saha

O, spor sahasını geçti. - He crossed the sports ground.

ground
temel

İtfaiye aracı gelmeden önce ev temele kadar yandı. - The house burned to the ground before the fire truck arrived.

Enerjini harcıyorsun. Şikayetin temelsiz. - You're wasting your energy. Your complaint is groundless.

ground
karaya oturtmak
the bottom of
alt
ground
{f} yere sermek
ground
{f} çakmak
ground
cam tozu
ground
{f} toprakla

Bilgisayarım doğru şekilde topraklanmış bir prize bağlı. - My computer is connected to a properly grounded outlet.

ground
{s} tortulu
ground
(İnşaat) yer, zemin
ground
(fiil) yere sermek, yere indirmek, karaya oturtmak, topraklamak, çakmak, hareket izni vermemek, dayandırmak, dayanmak, kurmak
ground
{i} çoğ. (bir binaya/kuruluşa ait)
ground
{f} karaya oturmak; karaya oturtmak
ground
{f} dayandırmak
الإنجليزية - الإنجليزية
ground
the bottom of a body of water

    الواصلة

    the bot·tom of a bo·dy of wa·ter

    التركية النطق

    dhi bätım ıv ı bädi ıv wôtır

    النطق

    /ᴛʜē ˈbätəm əv ə ˈbädē əv ˈwôtər/ /ðiː ˈbɑːtəm əv ə ˈbɑːdiː əv ˈwɔːtɜr/
المفضلات