the body or frame of a vessel such as a ship or plane

listen to the pronunciation of the body or frame of a vessel such as a ship or plane
الإنجليزية - التركية

تعريف the body or frame of a vessel such as a ship or plane في الإنجليزية التركية القاموس.

hull
(Askeri) ZIRH GÖVDE: Bir tankta; paletler, motor, kule ve silahlar çıkarıldıktan sonra geriye kalan, som zırhtan mamul tank gövdesi
hull
{i} (ceviz, fıstık, bezelye v.b.'ne ait) kabuk
hull
kabuk/gövde
hull
(Havacılık) gemi gövdesi
hull
{f} kabuğunu soy
hull
geminin tekne kısmı
hull
gemi omurgası
hull
(Botanik, Bitkibilim) Kavuz
hull
{f} kabuğunu soymak
hull
{i} gövde

Geminin gövdesinden kaya midyelerini sıyırdılar. - They scraped barnacles off the hull of the ship.

hull
hull downyalnız direk ve yelkenleri görünecek kadar uzakta
hull
{i} çerez kabuğu
hull
(Askeri) Kule
hull
{f} geminin teknesini vurmak
hull
soy
hull
{i} den. tekne (geminin temel bölümü)
hull
(fiil) kabuğunu soymak, kabuğunu çıkarmak, geminin teknesini vurmak
hull
hull upteknesi görünecek kadar yakın
hull
geminin teknesine gülle isabet ettirmek
hull
(isim) kabuk, çerez kabuğu, tekne, gemi teknesi, gövde
الإنجليزية - الإنجليزية
hull
the body or frame of a vessel such as a ship or plane

    الواصلة

    the bo·dy or frame of a ves·sel such as a ship or plane

    التركية النطق

    dhi bädi ır freym ıv ı vesıl sʌç äz ı şîp ır pleyn

    النطق

    /ᴛʜē ˈbädē ər ˈfrām əv ə ˈvesəl ˈsəʧ ˈaz ə ˈsʜəp ər ˈplān/ /ðiː ˈbɑːdiː ɜr ˈfreɪm əv ə ˈvɛsəl ˈsʌʧ ˈæz ə ˈʃɪp ɜr ˈpleɪn/
المفضلات