the area where a game of ice hockey is played

الإنجليزية - التركية

تعريف the area where a game of ice hockey is played في الإنجليزية التركية القاموس.

المصطلحات ذات الصلة

ice

buz

Yanağına bir buz torbası koy. - Put an icepack on your cheek.

Buz kaymak için çok ince. - The ice is too thin to skate on.

ice

donmak

ice

{f} buzlanmak

ice

{f} dondurmak

ice

(kek/vb.) üzerini şekerle kaplamak

ice

{f} dondur

Ben çikolatalı dondurmayı severim! - I like chocolate ice cream.

Eriyen dondurmanın etrafındaki alan karıncalarla kaynıyordu. - The area around the melting ice cream was crawling with ants.

ice

{f} buzda soğutmak

ice

pasta üzerine şekerli krema sürmek

ice

{i} değerli taş

ice

{i} buzlu şerbetten yapılan tatlı

ice

{f} buzla kaplamak

ice

{i} pırlanta

ice

buza benzer şey

ice

{f} üzerine krema sürmek. 5

ice

{i} dondurma

Eriyen dondurmanın etrafındaki alan karıncalarla kaynıyordu. - The area around the melting ice cream was crawling with ants.

Aman Tanrım, bu dondurma gerçekten çok iyi! - Damn, this ice cream is really good!

ice

ice ax dağcıların kullandı

ice

{f} (over/up) buzlanmak

ice

{f} öldürmek

الإنجليزية - الإنجليزية

تعريف the area where a game of ice hockey is played في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.

ice

The neighbouring countries have enjoyed many great battles on the ice. They last met for gold at the 1998 world championship, won by Sweden. Three years earlier, Finland bested Sweden for the only world title in its history.

الواصلة

the ar·e·a where a game of ice hock·ey I·s played

التركية النطق

dhi eriı hwer ı geym ıv ays häki îz pleyd

النطق

/ᴛʜē ˈerēə ˈhwer ə ˈgām əv ˈīs ˈhäkē əz ˈplād/ /ðiː ˈɛriːə ˈhwɛr ə ˈɡeɪm əv ˈaɪs ˈhɑːkiː ɪz ˈpleɪd/