Bütün okul teklif vermek için elini kaldırdı gibi görünüyordu.
- It seemed like the whole school raised their hand to bid.
Ne kadar teklif ettin?
- How much did you bid?
ben tüm fiyat teklifleri gelene kadar karar vermeyi erteyelim.
- I suggest that we hold off on making a decision until all bids are in.
He put in his bid for office.