the act or practice of employing something to put it into action or service

listen to the pronunciation of the act or practice of employing something to put it into action or service
الإنجليزية - التركية

تعريف the act or practice of employing something to put it into action or service في الإنجليزية التركية القاموس.

use
{i} faydalanma

Atom enerjisinden faydalanmalıyız. - We should make use of atomic energy.

Şirketimiz internetten faydalanmaktadır. - Our company makes use of the Internet.

use
{i} fayda

Bu kitap sana epey faydalı olabilir. - This book may well be useful to you.

Onun yardımını istemenin faydası yok. - It is no use asking for her help.

use
{i} menfaat
use
(Kanun) istimal
use
kulanım hakkı
use
-ardı
use
kullanım

Son zamanlarda, bilgisayar kullanımında artan çeşitlilik, ofis alanlarının çok ötesine uzandı. - Recently, the increasing diversity of computer use has extended far beyond the realms of the office.

Bilişimsel dil bilimi eğitimi yapmak için çeşitli dilleri bilmek gerekli, ancak, insan bilgisayarların kullanımı da bilmelidir. - In order to study computational linguistics it's necessary to know various languages, however, one also has to be familiar with the use of computers.

use
kullanma yetisi
use
(to ile) (eskiden) -erdi
use
yararlanma hakkı
use
kullanma

Altı yaşında o, daktiloyu kullanmayı öğrendi ve öğretmenine el ile yazmayı öğrenmesine gerek kalmadığını söyledi. - At the age of six he had learned to use the typewriter and told the teacher that he did not need to learn to write by hand.

Bu bisikleti kullanmalıyım. - I must use this bike.

use
kullanmak

Bıçak o kadar kördü ki onunla eti kesemedim ve benim çakımı kullanmak zorunda kaldım. - The knife was so dull that I couldn't cut the meat with it and I had to use my pocketknife.

O sadece Çizmeli Kedi görüntüsünü kullanmak zorunda kaldı. Ben onun sadık uşağıydım. - She just had to use her Puss-In-Boots look and I was her devoted servant.

use
tüketmek
use
{f} davranmak
use
{f} muamele etmek
use
{f} kullanmak: He used the money to buy a new car. Parayı yeni bir otomobil almak için kullandı
use
{f} faydalanmak

Şirketimiz internetten faydalanmaktadır. - Our company makes use of the Internet.

use
{i} kullnım hakkı
الإنجليزية - الإنجليزية
use
the act or practice of employing something to put it into action or service

    الواصلة

    the act or prac·tice of employing some·thing to put it in·to ac·tion or ser·vice

    التركية النطق

    dhi äkt ır präktıs ıv employîng sʌmthîng tı pût ît întı äkşın ır sırvıs

    النطق

    /ᴛʜē ˈakt ər ˈpraktəs əv emˈploiəɴɢ ˈsəmᴛʜəɴɢ tə ˈpo͝ot ət əntə ˈaksʜən ər ˈsərvəs/ /ðiː ˈækt ɜr ˈpræktəs əv ɛmˈplɔɪɪŋ ˈsʌmθɪŋ tə ˈpʊt ɪt ɪntə ˈækʃən ɜr ˈsɜrvəs/
المفضلات