Dışarıdaki gürültü sinirime dokunduğu için canım çalışmak istemedi.
- I didn't feel like studying because the noise outside was getting on my nerves.
O kadar çok televizyon izlemeseydi, çalışmak için daha fazla zamanı olurdu.
- If he did not watch so much television, he would have more time for study.
Yazar çalışma odasında kendini öldürdü.
- The author killed himself in his study.
Onun çalışma odası parka bakıyor.
- His study faces the park.
Çok çalışmalısın ve çok şey öğrenmelisin.
- You must study hard and learn many things.
Çince öğrenmek çok zor gibi görünse de, düşündüğünüz kadar zor değil.
- Although it seems very difficult to study Chinese, it's not as hard as you think.
Yıldızları incelemek için bir gözlemevi yaptı.
- He built an observatory to study the stars.
Diğer galaksilerde hayat olsa bile, insanın onları incelemek için ışık hızında seyahat etmesi imkansızdır.
- Even if there is life in other galaxies, it is impossible for man to travel at the speed of light to study them.
Çalışma yapmak için çok yorgunum.
- I'm too tired to do study.
Çince öğrenmek çok zor gibi görünse de, düşündüğünüz kadar zor değil.
- Although it seems very difficult to study Chinese, it's not as hard as you think.
Öğrenmek için her gün okula gider.
- He goes to school to study every day.
I made a careful study of his sister.