تعريف the act of skateboarding في الإنجليزية التركية القاموس.
- skate
- paten kaymak
- skate
- tekerlekli paten
Tekerlekli patenleri bedavaya aldım.
-I got the roller skates for nothing.
Kaykayların genellikle tekerlekli patenlerden daha ucuz olduklarını düşünüyorum.
-I think skateboards are usually cheaper than rollerblades.
- skate
- {f} kaymak
Buz kaymak için çok ince.
-The ice is too thin to skate on.
- skate
- {f} patenle kaymak
- skate
- {f} paten yapmak
Paten yapmak için güçlü uyluk kaslarının olması gerekir.
-You need to have strong thigh muscles to skate.
Bu göl üzerinde paten yapmak güvenlidir.
-It is safe to skate on this lake.
- skate
- buz pateni
Tom ve Mary buz pateni alanında paten yaparken el ele tutuştular.
-Tom and Mary held hands as they skated around the rink.
Tom bir çift buz pateni kiraladı.
-Tom rented a pair of ice skates.
- skate
- {f} kay
Kaykayların genellikle tekerlekli patenlerden daha ucuz olduklarını düşünüyorum.
-I think skateboards are usually cheaper than rollerblades.
Tom kazadan sonra kaykay yapmaktan vazgeçmeye karar verdi.
-Tom decided to give up skateboarding after his accident.
- skate
- paten
Kaykayların genellikle tekerlekli patenlerden daha ucuz olduklarını düşünüyorum.
-I think skateboards are usually cheaper than rollerblades.
Bu göl üzerinde paten yapmak güvenlidir.
-It is safe to skate on this lake.
- the act of
- eyleminin
- skate
- vatoz
- skate
- {i} çemçe balığı
- skate
- {i} tırpana
- skate
- skatefish kırk ambar
- skate
- (fiil) kaymak, paten yapmak, patenle kaymak, patinaj yapmak
- skate
- gray skate tırpana
- skate
- tırpana balığı
- skate
- Raja batis
المصطلحات ذات الصلة
تعريف the act of skateboarding في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- skate