Ben sigara ve içki içmekten vazgeçtim.
- I quit smoking and drinking.
Sigara içmeyi ve içki içmeyi bıraktım.
- I stopped smoking and drinking.
O, İçki içen kocasını evden attı.
- She threw her drinking husband out of the house.
İçen kocasını evden attı.
- She turfed her drinking husband out of the house.
İki âşık çay içerek yüz yüze oturdular.
- The two lovers sat face to face, drinking tea.
Tom bir su şişesinden su içerek kapının yanında durdu.
- Tom stood by the gate, drinking from a water bottle.
Çok fazla içmek seni hasta edecek.
- Too much drinking will make you sick.
Yarım bardak bira içerek yemeğine başladı.
- He began his meal by drinking half a glass of ale.
Çok fazla içmek tehlikelidir.
- Drinking much is dangerous.
Sadece susadığında su iç; bir günde 8 bardak içmek efsanedir.
- Drink water only when you are thirsty; drinking 8 glasses a day is only a myth.
İçme suyunda klor, kurşun ya da benzer kirletici madde bulunması mümkün.
- It's possible that the drinking water has chlorine, lead, or similar contaminants in it.
Çok fazla içmek seni hasta edecek.
- Too much drinking will make you sick.
Ben sigara ve içki içmekten vazgeçtim.
- I quit smoking and drinking.
Boş mideyle içki içmek sağlığa zararlıdır.
- Drinking on an empty stomach is bad for your health.
O içkiden uzak duruyor.
- She abstains from drinking.
Tom'a sigara içmekten ve içki içmekten sakınması söylendi.
- Tom was told to abstain from smoking and drinking.