O kadar korktular ki bir inç hareket edemediler.
- They were so frightened that they couldn't move an inch.
Motorda sorun yok, fakat arabam hareket etmiyor.
- Nothing's wrong with the engine, but my car won't move.
Yuriko, mobilya işine taşınmayı planlıyor.
- Yuriko is planning to move into the furniture business.
Buraya taşındığımızdan beri beş yıl geçti.
- It is five years since we moved here.
Tom gitmek için hiç bir şey yapmadı.
- Tom made no move to go.
Birkaç fil Avrupa'ya taşınmak için gönüllü olurdu.
- Few elephants would volunteer to move to Europe.
Tom taşınmama yardım etti.
- Tom helped me to move.