the act of interrogating or questioning; examination by questions; inquiry

listen to the pronunciation of the act of interrogating or questioning; examination by questions; inquiry
الإنجليزية - التركية

تعريف the act of interrogating or questioning; examination by questions; inquiry في الإنجليزية التركية القاموس.

interrogation
sorgu

Sorgulama sırasında, Fadıl herhangi bir soruyu cevaplamaya hazır ve istekli görünüyordu. - During the interrogation, Fadil appeared to be ready and willing to answer any question.

Tom sorgu odasına giden kapıyı açtı. - Tom opened the door to the interrogation room.

interrogation
(Politika, Siyaset) soruşturma
interrogation
sorgulama

Tom bütün sabahı sorgulama odasında geçirdi. - Tom spent all morning in the interrogation room.

Sami monitördeki sorgulamayı izliyordu. - Sami was watching the interrogation on monitors.

interrogation
SORGULAMA (İSTİHBARAT): Soru soranın kontrolundaki bir şahsa direkt olarak soru sorularak sistematik bilgi edinme çabası
interrogation
sorguya çekme
interrogation
interrogation point soru işareti
interrogation
(Askeri) (INTELLIGENCE) SORGULAMA (İSTİHBARAT): Soru soranın kontrolundaki bir şahsa direkt olarak soru sorularak sistematik bilgi edinme çabası
interrogation
{i} soru

Sorgulama sırasında, Fadıl herhangi bir soruyu cevaplamaya hazır ve istekli görünüyordu. - During the interrogation, Fadil appeared to be ready and willing to answer any question.

interrogation
(isim) soru sorma, sorgu, soru
الإنجليزية - الإنجليزية
interrogation
the act of interrogating or questioning; examination by questions; inquiry

    الواصلة

    the act of in·ter·ro·gat·ing or questioning; ex·a·mi·na·tion by questions; in·qui·ry

    النطق

المفضلات