the act of departing or something that has departed

listen to the pronunciation of the act of departing or something that has departed
الإنجليزية - التركية

تعريف the act of departing or something that has departed في الإنجليزية التركية القاموس.

departure
kalkış

Kalkışımızı yağmur nedeniyle erteledik. - We put off our departure because of the rain.

Trenin kalkışı ertelenecek. - The train's departure will be delayed.

departure
{i} ayrılış

Tom ayrılışını üç gün erteledi. - Tom postponed his departure for three days.

Ayrılışını niçin ertelediğini biliyor musun? - Do you know why he put off his departure?

departure
kıpırdatma
departure
(Havacılık) havalanma
departure
kımıldatma
departure
vücudu oynatma
departure
gidiş

Tom gidişini ertelemeye karar verdi. - Tom decided to postpone his departure.

Gidişini ertelemeye karar verdi. - He decided to postpone his departure.

departure
hareket

Çim'de, hareket istasyonuna gitmek ve tren biletleri orada almak zorundasın. - In China, you have to go to the departure station and buy train tickets there.

the act of
eyleminin
departure
{i} gidiş, ayrılış, terk
departure
{i} sapma, ayrılma
departure
kalkış yenilik
departure
{i} vazgeçme
departure
(isim) ayrılış, kalkış, ayrılma, gidiş, yola çıkma; geri çekilme; sapma; yenilik, başlangıç; ölüm
departure
{i} ölüm
departure
bir geminin yola çıkmadan evvelki boylam ve enlem derecesi
departure
{i} yenilik
departure
{i} hareket etme, kalkış
departure
den bir geminin doğuya veya batıya doğru kestiği mesafe
الإنجليزية - الإنجليزية
departure
act of departing
going
act of departing
departure
act of departing
leaving
act of departing
going away
the act of departing or something that has departed

    الواصلة

    the act of departing or some·thing that has de·part·ed

    التركية النطق

    dhi äkt ıv dîpärtîng ır sʌmthîng dhıt hız dîpärtıd

    النطق

    /ᴛʜē ˈakt əv dəˈpärtəɴɢ ər ˈsəmᴛʜəɴɢ ᴛʜət həz dəˈpärtəd/ /ðiː ˈækt əv dɪˈpɑːrtɪŋ ɜr ˈsʌmθɪŋ ðət həz dɪˈpɑːrtəd/
المفضلات