the act of collecting or bringing together

listen to the pronunciation of the act of collecting or bringing together
الإنجليزية - التركية

تعريف the act of collecting or bringing together في الإنجليزية التركية القاموس.

gathering
{i} toplanma

Bir birahane bira içmek için popüler bir toplanma yeridir. - A pub is a popular gathering place in which to drink beer.

gathering
{i} biriktirme
gathering
toplayarak
gathering
devşirme
gathering
{f} topla

Onun etrafında bir kalabalık toplanıyordu. - A crowd was gathering around him.

Tom aile toplantılarını fazla sevmiyor. - Tom doesn't enjoy family gatherings very much.

gathering
Toplayıcılık

Distinction between gathering and agriculture.

the act of
eyleminin
gathering
{i} apse
gathering
{i} kalabalık

Ofis binamızın dışında toplanan büyük bir kalabalık var gibi görünüyor. - There seems to be a big crowd gathering outside our office building.

Onun etrafında bir kalabalık toplanıyordu. - A crowd was gathering around him.

gathering
(Tıp) İÇinde cerahat bulunan şişlik, apse
gathering
{i} toplantı

Toplantı sonunda telefon numaralarını değiştirdik. - We exchanged phone numbers at the end of the gathering.

O asla bir toplantıya gitmez. - He never goes to a gathering.

gathering
{i} topluluk
gathering
{i} büzgü
gathering
{i} çıban
gathering
{i} toplama

Sincap fındık toplamayla meşguldü. - The squirrel was busy gathering nuts.

O, az bilinen ülkeler hakkındaki gerçekleri toplamak için dünyayı dolaşıyor. - He travels about the world gathering facts about little known countries.

gathering
{i} meclis
gathering
{i} iltihap
الإنجليزية - الإنجليزية
gathering
the act of collecting or bringing together

    الواصلة

    the act of collecting or bring·ing to·geth·er

    التركية النطق

    dhi äkt ıv kılektîng ır brîngîng tıgedhır

    النطق

    /ᴛʜē ˈakt əv kəˈlektəɴɢ ər ˈbrəɴɢəɴɢ təˈgeᴛʜər/ /ðiː ˈækt əv kəˈlɛktɪŋ ɜr ˈbrɪŋɪŋ təˈɡɛðɜr/
المفضلات