Rüzgara karşı yelken açtık.
- We sailed against the wind.
Rüzgarın yönünü değiştiremem ama gidilecek yere ulaşmak için her zaman yelkenlerimi ayarlayabilirim.
- I can't change the direction of the wind, but I can adjust my sails to always reach my destination.
O sadece seni gaza getiriyor.
- He's only winding you up.
Patatesler bana gaz yapar.
- Potatoes give me wind.
Give me a minute before we jog the next mile — I need a second wind.