the ability to do something

listen to the pronunciation of the ability to do something
الإنجليزية - التركية

تعريف the ability to do something في الإنجليزية التركية القاموس.

might
{f} ebilmek
might
-malı
might
-ebilir
might
{i} güç

Japonya güçlü bir ulustur. - Japan is a mighty nation.

En güçlü imparatorlukların bile sonu gelir. - Even the mightiest of empires comes to an end.

might
{i} zor

Ne kadar uğraşırsan uğraş, bırak başkasını, kendini bile bir şeye zorla inandıramazsın. - Try as you might, but you cannot force a belief onto someone else, much less your own self.

Kapı uymuyorsa, düzgün şekilde kapanana kadar ahşabı biraz rendelemek zorunda kalabilirsin. - If the door doesn't fit, you might have to shave off a bit of the wood until it closes properly.

might
-ebilirdi
might
(dolaylı anlatımda `may' in yerine kullanılır) -ebilmek
might
kuvvet

Özel kuvvetler düzenli birliklerin yapmayacağı birçok şeyi yapabilir İşkence gibi mi? Bu soruya cevap vermeyeceğim. - Special forces might do a lot of things that regular troops wouldn't do Like torture? I won't answer this question

might
(İİ.) (rica belirtir) -ebilmek
might
kudret
might
(olasılık belirtir) -ebilmek
might
ii
might
(fiil) ebilmek, abilmek, mümkün olmak, olası olmak
might
{f} olası olmak
might
kabiliyet
might
{f} mümkün olmak
might
dolaylı anlatımda `may` in yerine kullanılı
might
with might and main var kuvvetle
الإنجليزية - الإنجليزية
might
The ability to do so.
polyglotism
the ability to do something

    الواصلة

    the a·bi·li·ty to do some·thing

    التركية النطق

    dhi ıbîlıti tı du sʌmthîng

    النطق

    /ᴛʜē əˈbələtē tə ˈdo͞o ˈsəmᴛʜəɴɢ/ /ðiː əˈbɪlətiː tə ˈduː ˈsʌmθɪŋ/
المفضلات