Amerikalılar için seni seviyorum demek çok kolay ama Çince'de bunu yapmak olanaksızdır.
- It's so easy for Americans to say I love you and it's impossible to do this in Chinese.
Gelecekte ne olacağını bilmek olanaksızdır.
- It is impossible to know what will happen in the future.
Asal sayılar hayata benzer, onlar tamamen mantıksaldır fakat, eğer tüm zamanınızı onun hakkında düşünmek için harcarsanız kurallarının bulunması imkânsızdır.
- Prime numbers are like life; they are completely logical, but impossible to find the rules for, even if you spend all your time thinking about it.
Zamanda geçmişe seyahat etmenin imkansız olduğu düşünülüyor.
- It is considered impossible to travel back to the past.
If we work together, we can achieve the impossible!.