Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

that which attracts or draws; an attraction; an allurement

listen to the pronunciation of that which attracts or draws; an attraction; an allurement
الإنجليزية - التركية

تعريف that which attracts or draws; an attraction; an allurement في الإنجليزية التركية القاموس.

attractive
çekici

Onun görünümünü çekici bulurum. - I find her appearance attractive.

Onun karizmasının çekiciliği diğer insanları dinlettirdi. - The attractiveness of his charisma made other people listen.

attractive
{s} cazibeli

Onu cazibeli buluyor musun? - Do you find him attractive?

Mary çok cazibeli bir kadın. - Mary is a very attractive woman.

attractive
{s} alımlı

Sanırım o, alımlı ve çekici. - I think she is charming and attractive.

attractive
{s} cazip

Senin önerin çok cazip ama onun hakkında düşünmek zorunda kalacağız. - Your offer is very attractive, but we will have to think about it.

Payınızdan memnun değilseniz, onu biraz daha cazip yaparım. - If you are not satisfied with your share, I'll make it a bit more attractive.

attractive
{s} göz alıcı
attractive
ilgi çeken
attractive
atraktif
attractive
alımlı çalımlı
attractive
merak uyandıran
attractive
frapan
attractive
çekici alımlı havalı
attractive
ilginç

Tokyo benim için en az ilginç şehirdir. - Tokyo is the least attractive town to me.

Aslında onu sevmiyorum, sadece ilginç buluyorum. - It's not that I seriously like him. I just find him very attractive.

attractive
hoş
attractive
güzel

Mary kız kardeşi kadar güzel değil fakat hâlâ oldukça çekici. - Mary isn't as beautiful as her sister, but she's still quite attractive.

O çok sevimlidir, yani, çekici ve güzeldir. - She is very pretty, I mean, she is attractive and beautiful.

attractive
{s} ilgi çekici

Onun hakkında ilgi çekici ne bulabilirsin? - What do you find attractive about her?

الإنجليزية - الإنجليزية
attractive