that place

listen to the pronunciation of that place
الإنجليزية - التركية
orası
there
oraya

Yumi oraya kendi gitti. - Yumi went there by herself.

Haydi Arianna, hızlan, yoksa asla oraya ulaşamayacağız! - Come on, Arianna, speed up or we'll never get there!

there
orada

Orada herhangi bir şey görebiliyor musun? - Can you see anything at all there?

O, kahvaltısını sık sık orada yer. - He often eats breakfast there.

there
şurada

Parkta kuşlar burada şurada ötüyorlar. - Birds are singing here and there in the park.

Şurada duran adam kim? - Who's that man standing over there?

there
There is still time
there
o yer

O yerde birçok insan kalıntısı vardı. - There were a lot of human remains in that place.

there
ünlem orada
there
var

Evimin arkasında bir kilise var. - There is a church at the back of my house.

Duvarda bir saat var. - There is a clock on the wall.

there
İşte ...: There
this place
burası

Burası oldukça güzel. - This place is quite nice.

Tanrım, burası kocaman! - God, this place is huge!

there
o konuda

O konuda hiç şüphe yok. - There's no mistaking about that.

Üzgünüm ama o konuda yapabileceğim hiçbir şey yok. - I'm sorry, but there's nothing I can do about it.

there
ünlem İşte Alsana Gördün mü? Bu kelime be fiilinden önce gelince varlık belirtir ve özne fiilden sonra gelir
My Place
koyunum
there
oradaki

O, oradaki erkek çocuktan daha yaşlıdır. - He is older than the boy who is over there.

O, oradaki kuleyi işaret etti. - He pointed to the tower over there.

there
işte!

Her işte bir ölçüde stres vardır. - There's a degree of stress in every job.

Her işte bir hayır vardır! - There is a silver lining to every dark cloud!

this place
buraya
this place
bura
this place
şurası
there
oralarda

Yarın Kaşgar'a ya da oralarda bir yere varabilirim. - I might arrive in Kashgar or somewhere thereabouts tomorrow.

Hemen sahilin oralarda beğeneceğini düşündüğüm gerçekten iyi bir lokanta var. - There is a really good restaurant just off the beach that I think you'd enjoy.

there
{ü} gördün mü

Bunu bana yanıtla. Onu orada gördün mü? - Answer me this. Did you see her there?

Orada birini gördün mü? - Did you see anybody there?

there
orayı

Orayı seveceğini düşünüyorum. - I think you'd like it there.

Lütfen bugün orayı ziyaret et. - Please visit there today.

to that place
o yere

Biz o yere hiç gitmedik. - We've never been to that place.

Hiçbir terbiyeli insan o yere gitmez. - No decent people go to that place.

my place
benim yerim
my place
evim
الإنجليزية - الإنجليزية
there
this place
{n} here
that place

    التركية النطق

    dhıt pleys

    النطق

    /ᴛʜət ˈplās/ /ðət ˈpleɪs/

    فيديوهات

    ... But it's a fairly small place. ...
    ... And it's important that we place the ...
المفضلات