Onlar benim önerime kuvvetle karşı çıkıyorlar.
- They are strongly opposing my proposal.
Çevreciler, Keystone XL boru hattına karşı çıkıyorlar.
- Environmentalists are opposing the Keystone XL pipeline.
Çevreciler, Keystone XL boru hattına karşı çıkıyorlar.
- Environmentalists are opposing the Keystone XL pipeline.
O, karşı takıma katıldı.
- He joined the opposing team.