O araba satıcısı bu kullanılmış Toyota'nın iyi durumda olduğunu söylediğinde bana yanlış bilgi vermiş.
- That car dealer gave me a bum steer when he told me this used Toyota was in good condition.
Kullanılmış bir araba almam çok zor.
- I cannot afford buying a used car.
Doğum kontrolü için bir prezervatif kullandın, değil mi?
- You used a condom for birth control, right?
Na'vi dili Avatar'da kullanılır.
- Na'vi language is used in Avatar.
Eskiden bardak altlıklarını toplardım.
- I used to collect coasters.
Balık yemek eskiden olduğu kadar şimdi sağlıklıklı mıdır?
- Is eating fish as healthy now as it used to be?
Erken kalkmaya alışkınım.
- I'm used to keeping early hours.
Ne zaman yatmaya alışkınsın?
- What time are you used to going to bed?
Bu makarna sosunda kullanılan bitki maydanoz olabilir.
- The herb used in that pasta sauce might be parsley.
Çin lahanası, Çin mutfağında kullanılan bir sebzedir.
- Bok choy is a vegetable used in Chinese cooking.
Fransa'nın para birimi franktı ve sembolü ₣ idi. Frank Fransa'da artık kullanılmıyor ama Gine gibi bazı eski Fransız kolonilerinde hâlâ kullanılmaktadır.
- France's currency was the franc, and its symbol was ₣. While it is no longer used in France, francs are still in use in some former French colonies such as Guinea.
Balık yemek eskiden olduğu kadar şimdi sağlıklıklı mıdır?
- Is eating fish as healthy now as it used to be?
Balık yemek eskiden olduğu kadar şimdi sağlıklıklı mıdır?
- Is eating fish as healthy now as it used to be?
Tom eskiden olduğu kadar sıska değil.
- Tom isn't as skinny as he used to be.
Biz eskiden komşu idik.
- We used to be neighbours.
Tom bir özel eğitim öğretmeni idi.
- Tom used to be a special education teacher.
Bay Kaifu halka açık konuşmalar yapmaya alışıktır.
- Mr Kaifu is used to making speeches in public.
Askerler tehlikeye alışıktırlar.
- Soldiers are used to danger.
The ground was littered with used syringes left behind by drug abusers.