تعريف that has been cooked by baking في الإنجليزية التركية القاموس.
- baked
- {s} fırında pişmiş
Akşam yemeğinde ne yedin? Izgara karides ve pirinç erişte üzerinde sarımsak soslu fırında pişmiş kabak.
-What did you have for dinner? Grilled shrimp and baked zucchini with garlic sauce over rice noodles.
- baked
- {s} fırınlanmış
Fırınlanmış patatesle biftek istiyorum.
-I would like steak with a baked potato.
- baked
- (Gıda) fırında pişirilmiş
- baked
- {s} pişmiş
Kadınlarımı bademlerimi sevdiğim gibi severim: pişmiş ve çikolata kaplı.
-I like my women like I like my almonds: baked and covered in chocolate.
Bu dükkâna her ne zaman gitsem, taze pişmiş taiyaki kekleri satıyorlar.
-Whenever I go to this store, they're selling freshly baked taiyaki cakes.
- baked
- fırında pişir
Tom Mary'nin fırında pişirdiği bir parça kek yedi.
-Tom ate a piece of the cake that Mary baked.
O, ekmeği ve pastaları fırında pişirdi.
-She baked bread and cakes in the oven.
- baked
- fırında pisir
المصطلحات ذات الصلة
تعريف that has been cooked by baking في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- baked