Ona yapabileceğin herhangi bir yardım için şimdiden size teşekkür etmek istiyorum.
- I would like to thank you in advance for any help that you are able to give her.
Her şeyden önce, konukseverliğin için sana teşekkür etmek istiyorum.
- First of all, I would like to thank you for your hospitality.
İyiyim, teşekkürler. Ya siz?
- Fine, thank you. And you?
Hayır, teşekkürler. Tokum.
- No, thank you. I'm full.
Şükretmek için nedenimiz var.
- We have reason to be thankful.
Bugün, tüm bana yaptıkları için Allah'a şükretmek istiyorum.
- Today, I want to thank God for all that he does for me.
Onlar Şükran Gününde hindi yediler.
- They ate turkey on Thanksgiving Day.
Amerikalılar Şükran gününde özel yemekler yer.
- Americans eat special foods on Thanksgiving.
Her şeyden önce, konukseverliğin için sana teşekkür etmek istiyorum.
- First of all, I would like to thank you for your hospitality.
Ben senin iyiliğin için ne kadar teşekkür etsem azdır.
- I can't thank you enough for your kindness.
Allah'a şükürler olsun buradasın.
- Thank God you're here.
Moskal olmadığım için Tanrı'ya şükürler olsun.
- Thank you God that I'm not a Moskal.
Sözleşme taslağı için sana teşekkür ederim.
- Thank you for the draft of the Agreement.
Beni doğum günü partine davet ettiğin için teşekkür ederim.
- Thank you for inviting me to your birthday party.
İyiyim, teşekkürler. Ya siz?
- Fine, thank you. And you?
Sana çok, çok teşekkürler!
- Thank you very, very much!
Geldiğiniz için teşekkür ederiz.
- Thank you for coming!
Cömert davet için teşekkür ederiz fakat misafirliğin tadını kaçırmak istemiyoruz.
- Thank you for the generous invitation but we don't want to wear out our welcome.
Derinden minnettar olduğu için, teşekkürlerini ifade etmeye çalıştı.
- Being deeply thankful, he tried to express his thanks.
Gerçekten teşekkürler, bu çok kullanışlı.
- Thanks indeed, handy this!
Tatiller için müteşekkirim.
- I am thankful for the holidays.
Sadece tüm yardımın için ne kadar müteşekkir olduğumu söylemek için aradım.
- I just want to say how thankful I am for all your help.
Tavsiyeniz için size çok minnettarım.
- I am very thankful to you for your advice.
Tom Mary'ye onun yardımı için son derece minnettar.
- Tom is extremely thankful to Mary for her help.
Çiçekler için teşekkür ederim.
- Thanks for the flowers.
Bütün bunu yaptığın için teşekkür ederim.
- Thanks for doing all this.
Gerçekten teşekkürler, bu çok kullanışlı.
- Thanks indeed, handy this!
Ben teşekkürlerimi ifade etmek için doğru kelimeleri düşünemiyorum.
- I can't think of the right words with which to express my thanks.
Sağ ol, Mike. Tavuk sevmem.
- Thanks, Mike. I don't like chicken.
Sağ ol, Tom. Sen gerçek bir dostsun.
- Thanks, Tom. You're a real friend.
Yardımın için teşekkür ederim. Canın sağolsun.
- Thank you for your help. - No worries.
Bugün, tüm bana yaptıkları için Allah'a şükretmek istiyorum.
- Today, I want to thank God for all that he does for me.
Eğer karın sana ihanet ederse, şükret ki o sadece sana ihanet etti vatanına değil.
- If your wife cheated on you, thank God she only cheated on you and did not betray the country.
Bugün, tüm bana yaptıkları için Allah'a şükretmek istiyorum.
- Today, I want to thank God for all that he does for me.
Allaha şükürler olsun, sonunda vardılar.
- Thank God, they finally arrived.
Tanrı'ya şükür Tom'a zarar vermedim.
- Thank God I didn't hurt Tom.
Tanrı'ya şükür beni buldun.
- Thank God you found me.
İlk olarak bir C kursu aldığım zaman sınıfta açıklanan tek bir şeyi anlayamadım. Allah'a şükür ki bütün topluluğun nasıl çalıştığını bana açıklamak için bir programcı olan bir arkadaşım var.
- When I first took a C course, I couldn't understand a single thing explained in class. Thank God I got a friend of mine who's a programmer to explain to me how the whole caboodle works.
Allah'a şükür, o gün sona erdi.
- Thank God that day's over.
Thank you for coming with me.Benimle geldiğin için teşekkür ederim.
Allah'a şükürler olsun buradasın.
- Thank God you're here.
Allaha şükürler olsun, sonunda vardılar.
- Thank God, they finally arrived.
Müteşekkir olmak için birçok şeyimiz var.
- We have many things to be thankful for.
Uğradığın için sağol.
- Thanks for dropping by.
Geçen sene kurulan lunapark sağolsun şehir popüler oldu.
- Thanks to the amusement park built last year, the city has become popular.
Yaşadığına memnun olmalısın.
- You should be thankful that you're alive.
bkz: teşekkür ederim.
Onlar Şükran Gününde hindi yediler.
- They ate turkey on Thanksgiving Day.
Şükran gününde hindi yemek bir gelenektir.
- It's a custom to have turkey at Thanksgiving.
Şükürler olsun bir övgü ifadesi ya da Allaha şükürdür.
- Hallelujah is an expression of praise or thanks to God.
Tanrıya çok şükür kimse yaralanmadı.
- Thank God that nobody was hurt.
Tanrı'ya şükür, gün sona erdi.
- Thank God that day's over.
Allah'a şükür en kötüsünü atlattık.
- Thank God, the worst is behind us.
Tom'un şükran duyacağı çok şey var.
- Tom has a lot to be thankful for.
Thank'ee, thankee, kind sir, he said, grasping my hand in both of his.
I must offer a big thank-you to my agent for getting me this job.
a thank-you letter.
I'm thankful that you helped me out today. Is there anyway I can repay you?.
After all I’ve done, a simple acknowledgment is all the thanks I get?.
... thank you for being here tonight. On that note we have come to an end of this ...
... ISHII HIROSHI: OK, thank you. ...