تعريف testing في الإنجليزية التركية القاموس.
- deneyden geçirme
- (Bilgisayar) sınanıyor
- (Dilbilim) sınav
- (Dilbilim) sınavbilim
- sondaj
- (Bilgisayar) sınayan
- dest
- deney
- sınama
- {f} test et
Araştırma müdürü, departmana yeni bir ürünü test etmede esaslı bir iş yaptırdı.
- The research director had the department do a thorough job in testing the new product.
- deneme
- test
Benim yeni kameramı test ediyorum.
- I'm testing my new camera.
Araştırma müdürü, departmana yeni bir ürünü test etmede esaslı bir iş yaptırdı.
- The research director had the department do a thorough job in testing the new product.
- test ederek
- {f} test et: prep.deneyerek
- (isim) deneme
- (Nükleer Bilimler) test etme
Araştırma müdürü, departmana yeni bir ürünü test etmede esaslı bir iş yaptırdı.
- The research director had the department do a thorough job in testing the new product.
- belgelendirme ve muayene
- test yapma
- test
- deney
Bu çok ilginç deney senin mesleki kişiliğini meydana çıkarmaktadır.
- This very interesting test reveals your professional personality.
Kırık test tüpleri, kırık deney şişeleri - Laboratuvarda dikkatsiz öğrencilerin çalışması.
- Broken test tubes, cracked beakers - the work of careless students in the laboratory.
- test
- sınamak
- test
- test
- test
- sınav
Sıkı çalışsa, sınavı geçebilir.
- If she studied hard, she could pass the test.
Gelecek hafta İngilizcede bütünleme sınavına girmek zorundayım.
- I have to take a make up test in English next week.
- test
- deneme
Antlaşma toprak altındaki nükleer denemeleri yasaklamadı.
- The treaty did not ban nuclear tests under the ground.
O, sınırlarını denemek istedi.
- He wanted to test his limits.
- testing laboratory
- test laboratuvarı
- testing apparatus
- deney aleti
- testing device
- kontrol aygıtı
- testing machine
- deneme makinesi
- testing machine
- deney makinesi
- testing method
- test metodu
- testing set
- test takımı
- testing out
- dışarı test
- testing accuracy
- test doğruluğu
- testing accuracy
- deney doğruluğu
- testing block
- deney standı
- testing envelope
- (Bilgisayar,Teknik) deneme zarfı
- testing envelope
- (Bilgisayar,Teknik) deneme çevresi yazılımı
- testing errors
- deney hataları
- testing flume
- deney kanalı
- testing flume
- deney oluğu
- testing flume
- test kanalı
- testing forceps
- (Tıp) deneme forsepsi
- testing frequency
- (Tıp) deneme sıklığı
- testing help
- (Bilgisayar) sınama yardımı
- testing instructions
- deney talimatları
- testing instrument
- deney aygıtı
- testing lamp
- deney lambası
- testing method
- test yöntemi
- testing method
- test usulü
- testing method
- deney yöntemi
- testing nipple
- kontrol nipeli
- testing nominative
- (Bilgisayar,Teknik) deneme standardı
- testing objective
- (Dilbilim) sınama amacı
- testing operations
- deneme işleri
- testing period
- deneme süreci
- testing plug panel
- fişli muayene tablosu
- testing point
- (Dilbilim) sınama hedefi
- testing point
- (Dilbilim) sınama noktası
- testing power
- test gücü
- testing power
- deneme gücü
- testing procedure
- deney yöntemi
- testing rules
- (Bilgisayar) kurallar sınanıyor
- testing services
- deneme hizmetleri
- testing services
- deney hizmetleri
- testing set
- deney takımı
- testing shell
- (Bilgisayar) kabuk sınanıyor
- testing sieve
- (Madencilik) deney eleği
- testing site
- test sahası
- testing site
- deney alanı
- testing sleeve
- kontrol manşonu
- testing standard
- (Ticaret) deney standardı
- testing technology
- deneme teknolojisi
- testing voltage
- deneme voltajı
- technical testing
- (Tıp) teknik test
- tensile testing device
- çekme cihazi
- hypothesis testing
- hipotez testi
- test
- denemek
O, sınırlarını denemek istedi.
- He wanted to test his limits.
Sami yeteneklerini Kahire'de denemek istiyordu.
- Sami wanted to test his skills in Cairo.
- component testing
- (Bilgisayar,Teknik) bileşen sınaması
- component testing
- (Bilgisayar) bileşen kontrolü
- computerized automatic testing
- (Bilgisayar) bilgisayarlı otomatik sınama
- educational testing service
- (Eğitim) eğitici test hizmeti
- hypothesis testing
- sınaması
- informal testing
- resmi olmayan sınama
- integration testing
- (Bilgisayar,Teknik) tümleştirme sınaması
- interface testing
- (Bilgisayar) arayüz testi
- live testing
- (Askeri) canlı prova
- nondestructive testing
- örselemeyen sınama
- nondestructive testing
- (İnşaat) tahribatsız test
- nondestructive testing
- (Askeri) tahribatsız muayene
- performance testing
- (Bilgisayar,Teknik) başarım sınaması
- progeny testing
- (Çiftçilik) döl kontrolü
- sensory testing
- duyusal deneme
- test
- sınava sokmak
- test
- sınav yapmak
- test
- ölçer
- test
- deneyden geçirmek
- test
- imtihana tabi tutmak
- test
- sınava tabi tutmak
- test
- tahlil etmek
- test
- (Tıp) belirli bir muayene
- test
- sınam
- test
- denemeden geçirmek
- test
- bakmak
- test
- (Bilgisayar) sına
Sıkı çalışsa, sınavı geçebilir.
- If he studied hard, he could pass the test.
Sınavda elimden gelenin en iyisini yapacağım.
- I'll do my best on the test.
- test
- teste tabi tutmak
- test
- (Tıp) laboratuvar araştırması
- test
- test uygulamak
- test
- muayene etmek
- test
- deneme yapmak
- test
- deney yapmak
- test
- analiz
- test
- tecrübe etmek
- test
- ölçmek
- test
- test etmek
Ben sınırlarımı test etmek istiyorum.
- I want to test my limits.
Shougongsha kadının bekaretini test etmek için eski bir Çin tekniğidir.
- Shougongsha is an old Chinese technique to test a woman's virginity.
- test
- ayar
- benchmark testing
- hedef işaretini sınama
- case hardness testing
- doku sertliği denemesi
- compression testing machine
- sıkışma ölçma aygıtı
- conditional testing
- koşullu sınama
- daytime testing
- günlük test
- field testing
- alan testi
- ground testing
- yer testi
- loop testing
- döngü sınaması
- object oriented testing
- nesneye dayalı sınama
- self testing
- oto test
- test
- sınama
- test
- araştırmak
- test
- tekşirmek
- test
- {f} test et
Tom işitmesini test ettirdi.
- Tom got his hearing tested.
Tom gözlerini test ettirdi.
- Tom got his eyes tested.
- test
- ölçü
Demokrasinin ölçüsü eleştiri özgürlüğüdür.
- The test of democracy is freedom of criticism.
- test
- muayene
- animal testing
- hayvan test
- back-testing
- Geriye dönük test: Modellerin doğruluğunu ve performansını ölçmek amacıyla modelden elde edilen sonuçların gerçekleşen değerler ile karşılaştırılması şeklinde uygulanan test yöntemi
- bench scale testing
- bench ölçekli test
- black-box testing
- (Bilgisayar) Kelime anlamı ile "kara-kutu testi", hiç birşey bilmeden test etme
- black-box testing
- (Bilgisayar) Yazılım dünyasında test metodlarından biri
- black-box testing
- (Bilgisayar) Bir programı, bilgisayar kodunu sadece arayüzü kullanarak kod detaylarını bilmeyen biri tarafından test edilmesi
- black-box testing
- (Bilgisayar) Bir program veya metodu kodu "kara kutu" farz ederek muhtemel girdi değerlerine göre alınacak verileri test etme işlemidir. Yâni siz programın içindeki mantığı bilmezsiniz, kodu bilmezsiniz, kodun nasıl çalıştığını bilmezsiniz. sadece elinizde belli girdiler vardır, bu girdilere karşı alacağınız çıktılara göre test edersiniz
- experimentation, testing, trying
- deneme, test, çalışıyor
- fire risk testing
- yangın riski sınaması
- hypothesis testing
- (İstatistik) Hipotez testi, önsav sınaması
- integration testing
- bütünleştirme testi, tümlestirme sınaması
- nondestructive testing
- tahribatsiz test
- pre-testing
- pre-test
- program testing
- program deneme
- qualification testing
- kanıtlama testi, teslimat öncesi sağlamlık testi
- storage testing
- bellek testi, bellek denemesi
- transistor testing instrument
- transistör ölçü aleti
- user testing
- kullanıcı testi, kabul denemesi
- volume testing
- hacim testi, oylum denemesi
- white-box testing
- (Bilgisayar) Bir program veya metodu kodun bütün dallanmalarını(branch) veya yollarını(path) kapsayacak şekilde test etme işlemidir. yazılımın yapısal durumuyla ilgili olan testlerdir. yani white box testing yazılımın içinde bulnan mantık ile ilgilidir
- adaptive testing
- (Pisikoloji, Ruhbilim) uyumlayıcı test
- adaptive testing
- (Dilbilim) bilgisayar ortamlı sınama
- automatic testing
- otomatik sinama
- bending testing machine
- bükülme deneyi aygıtı
- component testing
- bilesen sinamasi
- computer aided testing
- bilgisayar destekli sinama
- computerized automatic testing
- bilgisayarli otomatik sinama
- conformance testing
- uyum testi
- conformance testing services
- (Askeri) uyum testi hizmetleri
- cyclic testing
- (Askeri) PERİYODİK DENEY: Bir şeyin çalışıp çalışmadığından emin olmak için muntazam aralıklarla yapılan deney. Periyodik deney, elektronik lambalar, yanma odaları ve diğer parçalar üzerinde roketi fırlatmak için ters sayışa geçilmeden önce yapılır
- cyclic testing
- (Askeri) periyodik deney
- development testing
- geliştirme denemesi
- duration of testing
- deney süresi
- duration of testing
- test süresi
- eddy current testing
- (Havacılık) eddy-akım deneyi
- eddy current testing
- (Nükleer Bilimler) girdap akımları testi
- eddy current testing
- (Havacılık) endüksiyon akımı deneyi
- electromagnetic testing
- (Nükleer Bilimler) elektromagnetik test
- environmental testing
- (Havacılık) çevresel kontrol
- european organization for testing and certification
- (Avrupa Birliği) (EOTC) Avrupa Test ve Belgelendirme Organizasyonu
- fatigue testing machine
- yorgunluk deney makinesi
- formal testing
- resmi sinama
- genetic testing
- (Ticaret) asli test etme işlemi
- immersion testing
- (Nükleer Bilimler) daldırma testi
- informal testing
- resmi olmayan sinama
- live testing
- (Askeri) CANLI PROVA: Bir roket motoru veya hava-uzay aracının fiilen fırlatılarak denenmesi
- loop testing
- (Bilgisayar,Teknik) döngü denemesi
- loop testing
- (Elektrik, Elektronik) çember deneme
- materials testing reactor
- (Nükleer Bilimler) malzeme test reaktörü
- model testing
- model deneme
- module testing
- (Telekom) modül testi
- norm referenced testing
- (Pisikoloji, Ruhbilim) norm referanslı test
- operational testing
- (Askeri) harekat deneyimi
- operational testing
- işletim deneyi
- operational testing
- (Askeri) AMELİ TECRÜBE: Faal personelin veya ilgili durumların geçerliliğini ve güvenilirliğini belirlemek için bunlara uygulanan sürekli değerlendirme işlemi
- out of service testing
- servis disi sinama
- path testing
- iz testi
- performance testing
- basarim sinamasi (testi)
- phase testing
- (Askeri) aşamalı deneme
- phase testing
- (Askeri) aşamalı test
- proficiency testing schemes
- (Ticaret) yeterlilik test programları
- qualification testing
- (Bilgisayar,Teknik) kanıtlama testi
- quench testing
- (İnşaat) su verme deneyi
- research testing
- (Askeri) ARAŞTIRMA TESTİ: Tabii olayları, hipotezleri, tecrübe sonuçlarını ölçmek, kıymetlendirmek ve yeni bilgiler elde etmek üzere, laboratuvar dışında yapılan araştırma tecrübeleri ve incelemelerin bir kısmını teşkil eden çalışma
- research testing
- (Askeri) araştırma testi
- saturation testing
- hacim sinamasi
- self testing
- oto-test
- sequential testing
- (Pisikoloji, Ruhbilim) ardışık test
- significance testing
- (Dilbilim) sayısal sınavbilgisi
- significance testing
- (Dilbilim) verisel sınavbilgisi
- stability testing device
- (İnşaat) asfalt dayanım test cihazı
- step approach testing
- (Askeri) KADEMELİ DENEME: Komple bir füzenin masraflı uçuş denemelerini kısmak için uygulanan bir füze deneme usulü. Deneme, birbirini takip eden kademeler halinde yapılır. Önce; füze ana parçaları denenir ve bu elverişli olduklarına kanaat getirilinceye kadar devam eder. Sonra bütün komple ana parçalar denenir; bunu gövdenin kontrolü ve tahrik sisteminin sabit durumda statik ateşleme denemeleri takip eder. Nihayet, bütün füzelerin statik denemeleri ve arkasından fiili uçuş denemeleri yapılır. Böylece; her kademe komple füzede, mümkün olan en alt seviyedeki parça ve sistemlerin güvenlik derecesinin kontroluna imkan vermiş ve tali komple parçalarla tali sistemler birbirine takıldıkça füze komple parçalarıyla sistemlerin karşılıklı çalışmaları kontrolden geçmiş olur
- test
- (isim) test, deneme, miyar, ölçü, kriter, tahlil, denetim, sınav, deney, maden eritme potası, sert kabuk (böcek vb.)
- test
- deniz kestanesi gibi hayvanların sert kabuğu
- test
- {f} test yapmak
- test
- tahlil için kullanılan ecza
- test
- {f} analizini yapmak
- test
- {f} kontrol etmek
- test
- {i} maden eritme potası
- test
- {i} (Tıp) test, laboratuvar araştırması: blood test
- test
- çözümleme
- test
- {i} sert kabuk (böcek vb.)
- test
- (Tıp) a) Deney,, tecrübe, test. b) Maden tasfiyesinde kullanılan potc) Tahlil için kullanılan eczd) Tasfiye etmek e) Tahlil etmek
- test
- {i} sınav, imtihan, test: French test Fransızca sınavı. Rorschach test Rorschach testi
- test
- tasfiy
- test
- (Askeri) TECRÜBE, DENEME, DENEY: Kimyada, belirli bir maddeyi tanımak veya ayırt etmek, ya da herhangi bir malzeme vesairenin mahiyetini, fonksiyonunu veya müesseriyetini anlamak maksadıyla tatbik edilen bir işlem veya reaksiyon. Örneğin: nişastayı tanımak için yapılan "iyot deneyi" veya bir silahın evsafını tespit için yapılan "atış denemesi" gibi
- test
- {i} kriter
- test
- {f} yoklamak
- test
- {i} tahlil
- test
- {i} denetim